2. Sabahleyin güneş doğunca her erkek silahına sarılsın ve
sağlam olan her erkek kenti terk etsin. Asurlular'ın ileri karakoluna
karşı, vadiden aşağıya ilerleyecekmiş gibi yapın, bu güçlerin başına bir de
önder atayın. Ancak böyle davranmamalısınız.
3. Asurlular, donatımlarını toplayıp ordugâhlarına gidecek ve
komutanlarını uyandıracak. Komutanlar ise Holofernes'in çadırına koşacak,
ama onu bulamayacak. O zaman ürküntüye kapılacaklar ve siz ilerlerken
kaçacaklar.
4. Sizin ve İsrail sınırları içinde yaşayanların yapacağı şey,
onları kovalamaktan ve geri çekilenleri öldürmekten ibarettir.
5. Ancak bütün bunları yapmadan, Amonlu Akyor'u buraya getirin.
İsrail ulusunu o denli değersiz bulan Holofernes'i görsün ve kesik başını
tanısın. Holofernes bize Akyor'u, ölmesi kaçınılmaz bir insan gibi
göndermişti."
6. Akyor'u Uzziya'nın evinden alıp oraya getirdiler. Akyor oraya
gelip birinin elinde Holofernes'in kesik başını görünce baygınlık geçirip
yüzüstü yere düştü.
7. Onu ayağa kaldırdılar. Akyor Yudit'in ayaklarına kapandı ve şöyle
bağırdı:
"Yahuda'nın tüm çadırlarında yaşayanlar Ve tüm uluslar seni
kutsasın! Adını duyunca, İnsanlar ürküntü duyacak. Bu son günlerde yaptıklarını
ayrıntılarıyla anlat."
8. Yudit Betulya'dan ayrı kaldığı günlerde yaptıklarının hepsini
çevresinde oturan kişilere tek tek anlattı.
9. Sözlerini bitirince, orada bulunanlar kıvanç duyup alkış tuttu
ve sesler kente yansıdı.
10. Akyor, İsraillilerin Tanrısı'nın yaptığı olağanüstü işleri
görünce O'na içtenlikle inandı ve sünnet olmayı yeğ tutarak sonsuza dek İsrail
ulusuna katıldı.
11. Güneş doğmadan Holofernes'in kesik başını kale duvarına astılar.
Tüm erkekler silaha sarıldı. Ufak topluluklar oluşturarak dağın yokuşlarında
ilerlediler.
12. Bunu gören Asurlular durumu önderlerine bildirdiler. Onlar da
generallerle, binlerce kişiye komuta eden yüzbaşılarla ve subaylarla
görüştüler.
13. Hemen Holofernes'in çadırına gittiler. Holofernes'in işlerini
görmeye yetkili Bagoas'a şöyle dediler: "Efendini uyandır, bu aşağılık
yaratıklar bize saldırmak saygısızlığında bulundular. Hepsini yok
edeceğiz!"
14. Bagoas içeri girdi. Holofernes'in Yudit'le uyuduğunu sanarak,
çadırı ikiye bölen perdenin önünde el çırptı.
15. Ses çıkmayınca Bagoas perdeyi açıp yatak odasına girdi.
Holofernes'in yerde yatan başsız cesediyle karşılaştı.
16. Bagoas büyük bir çığlık attı, ağladı, hıçkırdı, yüksek sesle
haykırdı ve giysilerini parçaladı.
17. Sonra Yudit'in kalmış olduğu çadıra gitti. Onu bulamadı.
Bunun üzerine Bagoas komutanlara doğru koşarak şöyle bağırdı:
18. "Bu aşağılık yaratıklar bizi aldattı! Bir İbrani kadın
Nebukadnessar'ın ailesine utanç getirdi. Holofernes'in ölüsü başı kesilmiş bir
halde yerde yatıyor!"
19. Asur ordusunun önderleri bu sözleri duyunca ürküntü ile günlük
asker ceketlerini parçaladılar. Öfkeli bağırmalarıyla haykırışları bütün
ordugâhta yankılandı.