2. Yudit'in kocası Manaşşe ise, Yudit'in oymağından ve
ailesindendi; arpa ürünü alırken ölmüştü.
3. Tarlada arpa demetlerini denetleyen Manaşşe'ye güneş çarptı
ve yatağa düştü. Kendi doğduğu kent olan Betulya'da öldü, Dotan'la Balamon'un
arasındaki alana, atalarının yanına gömüldü.
4. Dul kalan Yudit üç yıl dört ay süreyle evinden çıkmadı.
5. Damda kendisine bir oda yaptırmıştı. Belinin etrafını çula
sarıyor ve dul kadınların giydiği yas giysileriyle dolaşıyordu.
6. Şabat Günü* arifesi, Şabat Günü, Yeni Ay* arifesi,
Yeni Ay Bayramı ve İsrail ulusunun şenlik yaptığı günler dışında, dulken her
gün oruç tutuyordu.
7. Yudit çok çekici ve güzeldi. Kocası Manaşşe ona altın ve gümüş
bırakmıştı. Erkek ve kadın hizmetçileri, sürüleri ve arazisi vardı. Mal mülk
sahibi olarak yaşamını sürdürüyordu.
8. Tanrı'dan korkan dindar bir kadındı ve kimse onu yeremezdi.
9. Susuzluğun halkı yıldırdığını, kentin ileri gelenlerine acı acı
yakındıklarını duyunca ve Uzziya'nın halka söylediklerini, kenti beş gün
içinde Asurlular'a verme yolunda ant içtiğini öğrenince,
10. Yudit hemen kentin ileri gelenlerinden Kabris'le Karmis'i
çağırtmak üzere, işlerini yöneten kadını onlara gönderdi.
11. Kabris'le Karmis gelince onlara şöyle dedi: "Betulya
halkının ileri gelenleri, bana kulak verin. Bugün halka böyle konuşmakla
yanıldınız, Tanrı'ya meydan okudunuz. Rabbiniz birkaç gün içinde size yardım
etmezse kenti düşmanlara vereceğinizi söylediniz.
12. Siz kim oluyorsunuz da Tanrı'yı bugün sınıyorsunuz? Sizler
kendinizi O'ndan üstün mü görüyorsunuz?
13. Siz kim oluyorsunuz da Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'yı
sınıyorsunuz? Siz hiçbir şey anlamıyorsunuz ve asla anlamayacaksınız.
14. Siz ki insanın kalbinin derinliklerini ve belleğinden geçenleri
kavrayamıyorsunuz, her şeyi yaratan Tanrı'ya nasıl akıl erdirebilirsiniz?
O'nun düşüncelerini veya amaçlarını nasıl bilebilirsiniz? Hayır, kardeşlerim,
Tanrımız Rabbin öfkesini kışkırtmayalım.
15. Belki önümüzdeki beş gün içinde bize yardım etmek Tanrı'nın
buyruğu değildir; ama Tanrı'nın gücü bizleri istediği sürece korumak için
yeterlidir. Aynı biçimde bizi düşmanlarımızın karşısında yok edebilir.
16. Ama Rabbimiz'in tasarıları üzerinde güvence isteyemeyiz. Çünkü
Tanrı'ya insana yapıldığı gibi baskı yapılamaz. Aynı biçimde Tanrı insan gibi
kandırılamaz.
17. Tanrı'nın bizi kurtarması için sabırla bekleyelim, bize yardım
etmesi için O'na yalvaralım. Eğer isterse, Tanrı sesimizi duyacaktır.
18. Gerçekten, geçmişte veya bugün, bizden bir oymak, bir aile,
bir köy veya kent, eski göreneklere uyarak, insan eliyle yapılmış tanrılara
tapmamıştır.
19. Bu nedenledir ki atalarımıza kılıçla saldırıldı, malları yağma
edildi ve onlar yoksulluk içinde yaşayıp düşmanlarımızın elinde yok oldular.
20. Bize gelince Tanrı'dan başkasını tanımıyoruz. Bunun için umutluyuz.
Bize değer vereceğine ve bizi bırakmayacağına inanıyoruz.
21. Düşündüğünüz gibi bizi ele geçirirlerse, o durumda tüm
Yahudiye'yi ele geçireceklerdir. Kutsal yerlerimizi yağma edip kutsallığını
bozacaklardır. Bunun cezasını canımızla ödeyeceğiz.
22. Esirleri olacağımız uluslar arasında, kardeşlerimizin
öldürülmesi, ulusumuzun sürülmesi, nüfusumuzun azalması bir tepki oluşturup
bizleri etkileyecek. Efendilerimizin gözünde bir utanç ve yüzkarası olacağız.
23. Çünkü her şeyi vermekle onların gözüne girecek değiliz; hayır,
Rabbimiz bunu utanç verici bir şey durumuna getirecek.
24. "Kardeşlerim, şimdi öbür kardeşlerimize örnek olalım.
Çünkü onların yaşamı bize bağlıdır ve en kutsal emanetlerimiz olan tapınaktan
ve sunaktan biz sorumluyuz.
25. Bu ortamda, atalarımızı sınadığı gibi şimdi bizleri sınayan
Rabbimize şükredelim.
26. İbrahim'e nasıl davrandığını anımsayın. İshak'ın çektiği büyük
sıkıntıları, Yakup'un annesinin kardeşi Lavanın koyunlarına bakarken
Suriye'nin Mezopotamya'sında başına gelenleri anımsayın.
27. Bu büyük sıkıntıların amacı onların kalplerini okumaktı. Şimdi
de Tanrı bizden öç almıyor, ama Rabbim gönlüne yakın olanları uyarıyor."
28. Uzziya, "İçtenlikle konuştun" dedi, "Hiç kimse
söylediklerine karşı çıkamaz.
29. Akıllı olduğunu daha önce de biliyorduk. Daha çok gençken, ne
denli kurnaz olduğunu ve ne derece sağlam bir yürek taşıdığını herkes biliyordu.
30. Ama susuzluktan kırılan halk onlara söz verdiğimiz gibi davranmaya
ve ant içmeye bizi zorladı.
31. Sen dindar bir kadınsın; Rabbimize dua et, yağmur yağsın ve
depolarımız dolsun. O zaman bitkinliğimiz geçer."
32. Yudit ona şu yanıtı verdi: "Beni dinleyin. Öyle bir şey
yapmayı tasarlıyorum ki, anısı soyumuzdan olan çocuklarda çağdan çağa
yaşayacaktır.
33. Bu gece
kentin kapısında olmalısınız. Hizmetçimle kentin dışına çıkacağım. Kenti
düşmanlarımıza vermek için saptadığınız tarihten önce, Rabbim İsrail'i
kurtarmak için beni kulla nacaktır.
34. Ne yapacağımı
bana sormamalısınız, çünkü işimi bitirinceye kadar size bir şey
söylemeyeceğim."
35. Uzziya ve
kentin ileri gelenleri şöyle dediler: "Esenlikle git. Düşmanlarımızdan öç
almak için Rab Tanrı sana yol göstersin."
36. Yukarıdaki
odadan ayrılarak görevlerinin başına döndüler.